Koronavirüsün Psikolojik Etkileri
Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, Koronavirüs döneminin bireysel ve toplumsal psikolojik etkileri üzerine Hasta Sağlık sitesine açıklamalarda bulundu. Böylesine büyük çapta bir salgının beklenmedik bir şekilde yayılması karşısında hazırlıksız yakalanıldığı belirten Yiğit, salgının fiziksel etkilerinin yanında psikolojik etkiler de yarattığının altını çizdi.
Çin’in Wuhan kentinden başlayarak tüm dünyaya yayılan ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan koronavirüs (COVID-19), 11 Mart 2020 tarihi itibariyle resmi olarak Türkiye’de kayıtlara geçti. Virüs nedeniyle yüzlerce insan hayatını kaybederken sokağa çıkma yasakları başta olmak üzere tüm dünyada birçok önlem alındı. Henüz aşının bulunamamasına ve salgının önüne geçilememesine rağmen ”kontrollü sosyal hayat” tanımlamasıyla insanlar normal hayatlarına dönmeye başladı. Elbette normalleşme süreciyle birlikte toplumlarda birçok alışkanlık değişti. Virüsün psikolojik ve fiziksel etkileri, yeni bir düzen oluşturmamıza neden oldu.
”Korkunun Temeli Bilinmezlik”
Koronavirüs salgınının bireyler üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin temelinde virüs ile ilgili bilinmeyenler yatıyor. Bilim insanlarının virüsü tanımaması, aşının uzun süre geçmesine rağmen bulunamaması ve kesin bilgilerle hareket edilememesi gibi durumlar sonucunda toplumda huzursuzluk yaşandı. Psikolog Mehmet Cem Yiğit, bireylerde yaşanan korku, kaygı, endişe ve panik gibi duyguların temelinde virüse yabancı olmamız yattığını belirtiyor.
Virüs salgınının yarattığı psikolojik etkiler; kişinin yaşına, karakter özelliklerine, kültürel ve ekonomik durumuna, yaşama bakış açısına ve stresle başa çıkma yeteneklerine göre değişiklik gösterebiliyor. Mehmet Cem Yiğit, bireylerdeki en önemli ortak etkinin hastalanma ve ölüm korkusu olarak görüldüğünü söylüyor. Kaygının da eşlik ettiği korku halinin kişilerin kendilerini izole etmeleriyle birlikte bir nevi kontrol edilebilir bir hal aldığını belirten Yiğit, bu durumun ise giderek artan bir strese neden olduğuna dikkat çekiyor.
Mehmet Cem Yiğit: ”Koronavirüs salgını döneminde toplumların psikolojik olarak olumsuz etkilenmesinin nedenleri arasında ise öğrencilerin eğitimle ilgili kaygıları, çalışanların işleriyle ilgili kaygıları, ekonomik kaygılar, anne babaların kendilerinin yanı sıra çocuklarının sağlığı ile ilgili duydukları kaygılar sıralanabilir. Depresif düşünceleri beslemek ve büyütmek pek çok olumsuz duyguya neden olur. Endişe ve korkunun yanı sıra çaresizlik, umutsuzluk, karamsarlık gibi duygular beraberinde depresyon, panik atak gibi rahatsızlıkları getirir.”
Koronavirüsün Yarattığı Olumsuz Etkilerden Nasıl Kurtuluruz?
Koronovirüsün psikolojik etkileri arasında çok sayıda olumsuz etken bulunuyor. Bu etkilerin bireylerde kalıcı hale gelmemesi için yapılabilecek bir takım şeyler var. Yiğit, bu konuda öncelikle kişinin kendini iyi tanıması ve bu gibi bir korkunun duygularını ve düşüncelerini nasıl etkilediğini bilmesi gerektiğini söylüyor. Bu duygularla nasıl başa çıkabileceğimizi bilmek, olumsuz etkilerden kurtulmamız için yardımcı oluyor.
Mehmet Cem Yiğit bu konuda şunları söylüyor: ”Aslında herkesin karakterine göre olumsuzluklarla başa çıkma yöntemi farklıdır. Bazı kişiler kendini sözle ya da yazarak ifade ederek daha iyi hisseder, bazıları ise konuşmamayı, kendiyle baş başa kalmayı tercih eder. Kendimizi tanımamız bu yollardan hangisinin daha iyi hissetmemizi sağlayacağını da bilmemiz demektir. Nefes egzersizleri, açık günün belirli zamanlarında balkonda veya bahçede açık havada vakit geçirmek, evde sevdiğimiz aktivitelerle uğraşmak, eğlenceli uğraşlar bulmak gibi yollar da denenebilir.
Bu noktada salgınla ilgili doğru kayaklardan bilgi almak, duyulan ya da okunan her şey inanmamak, sosyal medyada geçirilen zamanı azaltmak, sağlıklı beslenmek, iyi uyumak, günlük egzersiz programları ile spordan vazgeçememek de salgının psikolojik etkileriyle başa çıkmak için işe yarayacaktır.”
Bütün bunlara rağmen psikolojik anlamda giderek kendinizi daha kötü hissediyorsanız, bir uzmandan yardım almanız gerekecektir.
Koronavirüsün Olumlu Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Koronavirüsün psikolojik etkileri arasında elbette çok fazla olumsuz etken yer alıyor. Peki ya bu salgın döneminde olumlu etkiler olmadı mı? Yiğit, bu dönemin öncelikler ve değerler sıralamasında önemli değişikliklere neden olduğunu belirtiyor. ”Her şeyden önce sağlığın önemini fark ettik. Daha sonra sevdiklerimizin önemini anladık. Evde kalınan uzun dönemlerde aile bireyleri belki de birbirlerinin bilmedikleri yönlerini keşfettiler. Aile bağları bu dönemde daha da güçlendi. Aynı evde olamadığımız yakınlarımızı özledik, gidememenin endişesi bizi onlara daha çok değer vermeye yönlendirdi.”
Bu sürecin yarattığı olumlu psikolojik etkiler arasında bazılarımızın korku ve kaygı gibi durumlarla nasıl başa çıkılacağını öğrendiğini söyleyen Mehmet Cem Yiğit, bilinçli davranan bireylerin doğru kaynaklardan öğrendiği bilgilerle kişisel gelişimlerine katkı sağladıklarını, salgının psikolojik etkilerini en aza indirmeyi ve bağışıklık sistemini güçlendiren besinleri öğrenerek psikolojimizden bağışıklık sistemimize kadar birçok noktayı önemsediğimizi belirtiyor.
Yiğit: ”Kısacası koronavirüs salgın döneminin olumsuz etkileriyle başa çıkabilenler salgın sonrası süreçte daha rahat edecekler. Olumlu etkilerinin farkına varanlar için de aynı durum geçerli. Ancak yeniden belirtmek gerekirse bu dönemde ve sonrasında nasıl ki fiziksel sağlığımıza verdiğimiz önemi artıracaksak; psikolojik açıdan bizi etkileyen olumsuzluklar için bir şeyler yapmalıyız. Psikolojik destek almak, psikoterapi seansları ile uzman desteğinden ve önerilerinden yararlanmak bireyler, aileler ve toplumların salgın sonrası döneme sağlıkla geçişine yardımcı olur.”
Pandemi Sonrası Psikolojimiz Nasıl Olacak?
COVID-19 süreci sonrasında birçok alışkanlığımız değişecek, yeni bir düzene alışmış olacağız. Yiğit, bu konuda bireylerin nasıl bir psikolojiye sahip olacağının tamamen salgın sürecindeki olumsuz etkilerle nasıl başa çıktığımızla ilgili olacağını söylüyor. Salgın sürecini psikolojik olarak doğru yönetip yönetememek, bu süreç sona erdiği zaman nasıl bir psikolojide olacağımızı gösterecek.
”Koronavirüs salgınını yaşayan neslin daha önce bu gibi küresel bir krizle karşılaşmadığını düşünürsek salgının etkilerinin de kolay kolay geçmeyeceğini anlayabiliriz. Her sağlıklı birey karşılaştığı olumsuz durumlara karşı korku, endişe, çaresizlik, ne yapacağını bilemem, stres gibi duygularla karşılaşabilir. Bunun nedeni gelen tehlikeye karşı korunaksız olmaktır aslında. Bu salgındaki psikolojik sorunlarda da tam olarak bunu yaşadık. Ama önemli olan bu duygulardan nasıl kurtulacağımızın doğru yollarını bilmekten geçer.”
”Atlatma Süreci Uzun Sürebilir”
Virüs döneminde girdiğimiz psikolojinin bir diğer nedeni de alışkın olduğumuz düzenin bozulması, rutin işleyişin sekteye uğramasıdır. Bambaşka bir sürece hızlı bir geçiş yaşadık. Üstelik yeni süreçte hastalık, ölüm gibi korkularımız oldu. Bu korkuları sadece kendimiz için değil sevdiklerimiz, çevremizdeki tanıdığımız, tanımadığımız herkes için hissettik. Hal böyle olunca atlatma süreci de biraz uzun sürebilir.
Salgın sonrası süreçte hayat yavaş yavaş normale dönmeye başlıyor. Toplumsal olarak ayak uydurmamız gereken yeni kurallar ve adaptasyon süreci var. Bir de bireysel olarak yaşadığımız değişiklikler var. Burada da kişinin stres ve olumsuz duygularla başa çıkma yöntemleri ve bu konuda bilinçlenmesi devreye giriyor. Düşüncelerimizi negatiften pozitife yönlendirmeyi başarabilirsek işimiz kolaylaşır.
Aslında bu dönemde psikolojimizin düzelmesi için bir nedenimiz daha var. Salgının başında virüsle, hastalıkla, nelere yol açabileceği, ne zaman geçebileceği, nereye kadar gidebileceği gibi pek çok bilinmezimiz vardı. Ama şimdi hem Türkiye’de, hem de dünyanın diğer ülkelerinde yapılan birçok araştırma ile virüs tanınmaya başlandı. Bu durum açıklamaların yavaş yavaş olumluya dönmesine, daha umut verici olmasını sağladı. Yani salgının başlangıcında kimse virüsü tanımazken şimdi ilacı ve aşısıyla ilgili epeyce yol alındı. Virüs sonrası dönemde bunları da göz ardı etmez, umudumuzu sağlam tutmaya çalışırsak bozuk olan ruh durumlarımızı bir an önce toparlayabiliriz.
Hayatın her alanında olduğu gibi virüs sonrası dönemde de konunun önemli yönlerini görebilmeye yönelmek bireysel ve toplumsal psikoloji açısından önemlidir. Ancak bazı korkuların bizimle bir süre daha kalacağı kesin. Hastalanma endişesi, virüs bulaşır korkusu, ölüm korkusu gibi olumsuz duygulardan kendimiz kurtulmayı başaramıyorsak psikolojik destek almak bu süreçte doğru olacaktır.
Virüs sonrası dönemde yaşanacak olan bir diğer durum ise sosyalleşmeden uzaklaşma eğiliminde olan bireyler olacak gibi görünüyor. Yaşamımıza birkaç aydır giren sosyal mesafe, temastan kaçınma, kalabalık ortamlarda bulunmama, kendini izole etme gibi zorunluluklar psikolojik olarak kalıcı bir hal almaması için geride kalanın bir süreç olduğunu, yaşamın elbette normale döneceğini, insanlardan sonsuza kadar uzak kalmayacağımızı, ancak bir süreliğine böyle olmak zorunda olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. Aksi halde kendimizi diğer insanlardan ve giderek sosyal yaşamdan soyutlamış bir halde bulabiliriz.
Virüs salgını sonrası dönem için söylenebilecekler arasında yakınlarımızın psikolojisinin de farkında olup ona göre davranmamız gerektiği de var. Bu süreçte sadece kendimizin değil, herkesin zor şeyler yaşadığını unutmamak gerek…
İnternet Sitesi: www.mcemyigit.com.tr
Instagram Hesabı: @pskmcemyigit
* Yorumların Onaylanması İçin Türkçe Yazım Kurallarına Dikkat Edin!